Boncuk Kaptan ile Kalender

Üstüme vuran tuzlu sudan dalgaların getirdiği sesleri duydum ömrüm boyunca. Burgaz-Kınalı arasındaki çukurda çok sallarım, her gün benimle yol gidenler uykularında olsalar bile bu sallanmaktan anlarlar ki Kınalı’ya varmak üzereyiz. Boncuk Kaptan dümendeyse, o gün keyfim yerindedir. Onun olduğu günler, Kınalı İskelesi’nde fazladan üç dakika bekleriz. Her zamanki gibi Ender bey gecikmiş, yuvarlana yuvarlana Yarbaşındaki evinden iskeleye koşturuyordur. Boncuk Kaptan, Ender bey binmeden asla hareket etmez. El sallar Ender bey Kaptan’a. İstanbul’a devam ederiz. Mevsimlerden kışsa, yolcularımın sayısı azalır. Yine de hiç boş bırakmazlar beni. Onlardan Arapça konuşmayı öğrendim, Rumca şarkı söylemeyi. İngilizceyi konuşacak kadar olmasa da anlıyorum. Her sabah kim bindi kim eksik, lüks mevkide kim var, alt katta kim… Hepsini bilirim. Şimdi saat 07.39… Az sonra Kınalıada’ya yanaşacağız. Boncuk Kaptan dümendeyse usulca süzüleceğim iskeleye. Süslü Bahri dümendeyse uğraştıracağım onu....