Haziran 2018'de Elif'in ve Ferhan Abinin yazı evleri Geriş'teki o eşsiz buluşmanın üstünden üç yıl geçti. Ferhan Abiyi yitirişimizin bugün onüçüncü günü. Dilim çözülüp de bir veda yazısı paylaşamayınca, yaptığımız söyleşinin tamamını* ilk kez kendi blogumda yayınlamaya karar verdim, artık yerinde olmayan Şarabî’de de çekildiğimiz fotoğraflarımız eşliğinde. Çok güldük, eğlendik, imza günü için İzmir'e, turne için Dersim'e birlikte yol gittik. Ne şans! Bazısı hüzünlü anılara aynı kederle sustuk. Hüznünü şiir gibi taşıyan bir özel candı Ferhan Şensoy. Ortaoyuncular Yayınları ile aileye dahil olmak ayrıca şansım, mutluluğum. Elif'le senin, iki sanatçının yaratıcılık dolu benzersiz aşkınızın tanığı olmak da... Tiyatronun seni sevenlere açılmasıyla İzmir'den, Eskişehir'den, Trabzon'dan gelenlerle aynı hüznü paylaşıyoruz. Ne çok sevenin, seni olduğun gibi ne çok sevenin var. Zaten olmadığın biri gibi olmadın hiçbir zaman. Varlığına olan saygımız, yaşama
Erkan Yücel'in adını ilk olarak tiyatro yapmaya başladığım yıllarda duydum, Tiyatro, ''şimdi ve burada'' gerçekleşen bir sanat olduğundan, kendisini sahnede izleme şansım olmadı. Kendimi mis kokan tozlu tiyatro sahnelerinde bulduğumda, Erkan Yücel çoktan o tozları yutmuş ve büyük bir tutkuyla bağlı olduğu sahnelerden çekip gitmişti. Adının geçtiği her ortamda, onun çok değerli bir sanatçı olduğunu ve her erken ölümde söylendiği gibi, yapacak çok şeyi varken gittiğini duyardım. Bunları duyardım ama bu önemin, değerin neden ileri geldiğini bilmezdim. Ta ki elime onun anısına hazırlanmış bir kitap geçene dek... Gün Zileli ve Şule Ayaz'ın yayına hazırladıkları, Yayın Kolektifi önerisiyle Kibele Yayınları'ndan çıkan ''Dünyanın Her Yeri Sahne / Erkan Yücel anısı'' adlı kitap, Erkan Yücel'e ait 1972-1994 yıllarını kapsayan “Belgeler, Mektuplar, Yazılar ve Fotoğraflar” Erkan Yücel’in o yıllara ait güncesi gibi... Dönemin toplumsal koşullarında
Evden dışarı hiç çıkmıyorum. Çıkamıyorum. Tam olarak korkuyorum diye değil, ihtiyaç duymuyorum. Bakkal tüm siparişlerimi gönderiyor. Ödemeleri de internetten yapıyorum. Çeviri işi için de zaten evde bilgisayarınızın olması yeterli. Dolayısıyla yaklaşık iki yıldır evden çıkmıyorum. Arkadaşlarım çok uğraştı, gereksiz bir uğraştı bence, dışarı çıkalım, alışverişe gidelim, bara gidip içelim, dansa gidelim, yeni film gelmiş sinemaya gidelim… Bu numaraların hiçbirini yutmadım. En son, köpeğim Alf’i aldılar benden. Yürümüyor bu hayvan, onu da öldüreceksin diyerek. Ve hepsini def ettim başımdan. Şimdi rahatım. Artık aramıyorlar. Çünkü bir tek anneler sonuna dek bırakmaz mücadeleyi. Sokağa gel diyen herkesten uzaklaşıyorum. Anlamıyorlar. Sokak, sonsuz bir tehlike demek benim için. Artık hiç sevmiyorum sokağı. Sevmem, sokağa çıkmam için bir nedenim de yok. O parkta yüzünde maske, günler geceler boyu neşeyle sabahlayanlardan biri de bendim oy
Yorumlar