13

 Cafer, bu sabah da erken vakitte, süpürgesi ve yerde rahat sürükleyebilmesi için mini tekerlek sistemi yaptığı uzun saplı küreğiyle mesaisine başlamış. İş arkadaşına "orası bende, sen alt sokağa devam et" diyerek rotasını Uzun Hafız Sokağının ilerisinde, Benazio'nun olduğu yere çevirmiş. Tam yedi sabah önce yeri süpürürken gördüğü okey taşı 13'ü her sabah orada görmeyi âdet edinmiş. Sekizinci sabah da onu bıraktığı yerde gördüğüne sevinmiş; onüçüncü gecenin sabahında da 13'ü yerde görürse onu alacak, sol gömlek cebine koyacak ve ömrü sürdükçe yanında taşıyacakmış. Niyetinin sebebi, ilk günlerde tedaviye olumlu cevap verip bir evlat sahibi olmakken, otuz ekim cuma günü İzmir depreminin olmasıyla çifte dileğe dönüşmüş, orada anne babasız kalan çocuklar olursa birini evlat edinmeye evrilmiş, dilek üçlemiş, köydeki arsalar konusunda diğer ortaklarla anlaşma sağlanmasına, o parayla ihtiyacı olana ev almaya dönüşmüş, her sabah günaydınlaştığı, sokaktaki kedi-köpekleri doyuran muhtaç görünümlü ablaya da yardım ederim'le ritüel nedeni almış başını gitmiş. Cafer, yerde yattığını görüp huzur bulduğu 13'e parlayan gözlerle bakmış, 13'ü, üst katlarda oturan Ömer'in, pandemi koşullarında balkonda ağırladığı arkadaşlarıyla içip okeye çift dönerken terk edilmesi üzere eski sevgilisi Deniz'i başka biriyle kafede neşeyle sohbet ederken görüp, onu rahatsız etmek için balkondan atıp kaçtığından -elbette- habersizce, süpürgesinin çalısını sevgiyle 13'ün üzerinde gezdirmiş gibi...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ferhan Şensoy ile Geriş’te Bir Buluşma

PALAMARLAR

Erkan Yücel: Tiyatroda ne var ne yok?